
Öğleden sonra/ Bir çalışma ofisinde büyük toplantı masası
___________________________________________________________
Bizimki ve birkaç kişi hararetli bir toplantının ortasındayken masadaki dahili telefon çalar.
- Efendim.
- Kim ? Nerden ? Peki bağla bakalım. Afedersiniz beyler..
- Efendim. Evet benim, evet…ne…ne zaman?..
Evet babamdı. Ne zaman defnettiniz?..Peki siz neyi oluyorsunuz?.
Aynı gün/ Akşamüzeri / Deniz kenarı
________________________________________________
Çakıl taşları sesleriyle arkadan yaklaşan garson çocuk. Elindeki tepside rakı dolu kadeh, yeşil erik tabağı. Rölantide çalışan Toros araba, kapısı açık.
Çakıl taşları sesleriyle arkadan yaklaşan garson çocuk. Elindeki tepside rakı dolu kadeh, yeşil erik tabağı. Rölantide çalışan Toros araba, kapısı açık.
Adama ürkerek:
- Bu üçüncü efendim…Siz gerçekten iyi misiniz? Arabanız hala çalışıyor ve kapısı da açık.
- Ha ?. Ne kadar oldu buraya geleli ?
- Yaklaşık birkaç saat.
- Yalnız mı geldim ?
- Elbette.
Garson şaşkın ayrılırken, adam kontağı kapatması için işaret eder.
- Bu üçüncü efendim…Siz gerçekten iyi misiniz? Arabanız hala çalışıyor ve kapısı da açık.
- Ha ?. Ne kadar oldu buraya geleli ?
- Yaklaşık birkaç saat.
- Yalnız mı geldim ?
- Elbette.
Garson şaşkın ayrılırken, adam kontağı kapatması için işaret eder.
Sabah / Çengelköy / Çınaraltı kahvesi
________________________________________________________
Adam, annesi, simit, çay, kaşar peyniri, gazeteler.
- Biliyor musun oğlum her yer, her şey değişmiş bu fırının simitleri hiç değişmemiş
- Nerden biliyorsun anne?
- Çok ilginç. Tam burada ya da yan sokaklardan birindeydi evimiz. Ve sen bu çakıltaşlarıyla dolu sahilde üç tekerlekli bisikletini sürmeye çalışırdın. Fotoğrafın bile vardı ama kimbilir ne oldu?
- …..!
- Yıllar sonra sen kalk gel Çengelköy’e taşın ve ben de seni görmeye geleyim ve sen sen de beni buraya getir.
- Nedir peki bu anne?
- Bilmem ki oğlum..bilsem?
Gündüz / Fatih Mezarlıklar Müdürlüğü
___________________________________________________
Soğuk, kasvetli odalardan biri.
Arşiv klasörlerinin ardından türbanlı bir memure:
- Hangi mezarlığa defnedilmişti merhum?
- …………..!
- Tam ölüm tarihini söyleyebilir misiniz?
- ……………!
( Sinirlenerek )
- Gerçekten babanızın mezarını mı arıyorsunuz?
- ……………….!
Odadaki diğer çalışanlar işlerini bırakıp adama yoğunlaşırlar. Bizimki hızla çıkar odadan, binadan. Yeni başlayan yağmur daha da şiddetlenir.
Arabada yanındakiyle hiç konuşmadan yoğun trafiğe karışır.
Şehrin bütün reklam panolarında ; ‘ Babalar Günü ‘ için ışıltılı reklam sloganları vardır.
Not: Sizin de kutlu olsun.
Çok güzel çok hüzünlü çok çok..
YanıtlaSilleon