31 Mart 2013 Pazar

s u t e r a z i s i



Ben sana pervaneyim, aynadan baktığında göremediğin tek göz benim. Ayın etrafında döndüğü dünya, dünyanın etrafında döndüğü güneş benim. Yuvarlağın hiç ulaşamadığı merkez noktası, merkezde sonsuz sayıda kesişerek yuvarlağı oluşturan her çap benim.
Pi sayısı kadarım, sınırsızım hiçim. Pervaneye yaklaştıkça kopan kelebek ışığa yaklaştıkça yanan böcek, güneşe yaklaştıkça balmumundan kanatları eriyen bir denek.
Etrafında dönüp dolaşmak benim harcım, ulaşamamak yapı iskeletim. İhtirasım tuğlalarım, sevincim kiremitim. Minik kırıntılarını yollara döktüklerim. Dönüp arkama bakmadan yürüdüklerim.. 
(...)

29 Mart 2013 Cuma

v e s v e s e v e s t i y e r i



Psikiyatri Kliniği / Gece / İç / 79878 no' lu oda
------------------------------------------------------
Çok haklısın (haklıyım-haklılar), hayatta bir sürü acılar çektik. Ne istediğimizi bilemedik. Bildiğimizde söyleyemedik. Söylediğimizde istemedik. Dengesiz büyüklerimiz oldu, manyak öğretmenlerimiz, bir türlü en iyi arkadaşları olamadığımız en iyi arkadaşlarımız, maalesef uyum sağlayamadığımız ve maalesef mükemmel uyum sağladığımız sevgililerimiz ve telâffuzu ölümden beter eski sevgililerimiz oldu, çekilmez yöneticilerimiz ve dayanılmaz elemanlarımız oldu, ne çok insanla, olayla, düşünceyle uğraşmak zorunda kaldık. Ne çok yalan dinlemek ve söylemek zorunda kaldık. Kaybetmekten korktuk, kazanmaktan korktuk, geçmişten korktuk, gelecekten korktuk, yalnızlıktan korktuk, bağlanmaktan korktuk, sevişmekten korkuk, gitmekten korktuk, kalmaktan korktuk, unutmaktan korktuk, unutamamaktan korktuk, uçmaktan korktuk, inmekten korktuk, başkalarından korktuk, kendimizden korktuk. “ Korkma ben varım! ” demedi kimse.
(...) 
Haklısın(yine); para yok, aşk yok, değişiklik yok, rahat yok, anlamı yok. Hüzün güzel bir şarkı, ıstırabın yıkıcı hazzından vazgeçmek zor ve özlemek insana hala ölmemiş olduğunu hatırlatıyor. Ama artık bavulu toplayıp gitmek lazım yeni bir yola. İstikamet yeni bir kargaşa.
Açıl susam açıl!!!
......
Pikseli zengin telefon ekranıma düşen esemes uyarısıyla uyarıldım.
- Arkandayız! (Kırk Haramiler).

28 Mart 2013 Perşembe

d r a j e

 
Psikiyatri Kliniği / Gece / İç / 53990 no'lu oda
-----------------------------------------------------
P'leri bozuk, megapikseli düşük, belaltı bilgisayarımdan malum(!) tuşa bastım.
Basar basmaz pişman oldum. Kaynak suyunu kimyasallarla ...
düzenlenmiş musluk suyundan ayıran şeyi, İngmar Bergman’ı Ferzan Özpetek’ten ayıran şeyi, adı fark eder mi ...... nasıl unuttum bilmiyorum. Heyhat; ha hapax, ha hayat, bir kere bastın mı o tuşa, dönüşü yok. Sivilcelere böceklere dayanamayan antibakteriyel bir sıvıya doğru erime böyle başlıyor. Birinin gece döküntüsüne temas edemeyen banliyö saadetine dehliz oradan açılıyor. Böyle böyle anlıyorum aynalarla aş-iki-k'nın artık eskisi gibi olmadığını ve bu noktada, kimin önce kapıyı çarptığının hiç önemi kalmadığını…
21. yüzyılın travması: ekran ve onun pencereleri. Yansıtma özelliği bulunmayan ekranın önünde geçiriyorum günümü, bir hayali sevmek ne kadar da kolay. Suretin olmadığı yerde sonsuzluk var.
Bir pencerede 'satın al no'lur' tuşuna basıyorum, stoktan % 50 indirimli bir Callas DVD’si kımıldanıyor. Öbürüne bir kalp, diğerine öpücük yapıştırıyorum. Yaralı yerime dokunuyorum: acı yok - his yok - hiç yok. Ben bir antibakteriyel sabunum, bu film çekilirken hiçbir canlının canı yanmıyor.
......
Fosfor yeşili keten önlüklü hasta bakıcım başucumda; yine 'error' verdiniz, biraz balkonda hava alınız (dedi).
(...)

11 Mart 2013 Pazartesi

p r o m i l


fotograf: h2O
Pencerem açık kalmış… rüzgârın da esintisiyle sarhoşluk baş ucumda kalmış.. korkularımla yüzleşirken duygularım-uçsuz bucaksız ufuktan-kapamayı bilmediğim bir pencere açmış… meleksiz düşleri seyre dalmış… uçan halıdan bakarken, hayâllerle baş başa keyif almış. 
K a p a t m a .
(...)

9 Mart 2013 Cumartesi

. . d e



(...) .. bazen uçup gidiyor yüreğimizin çatısından , acılar kalıyor yalın yapıldak...
kurumuş bir meşenin gövdesine gizlenip, durmadan kemiren melek, incecik dallara geldiğinde, canını acıtır meşenin. Ve meşe inleyerek; "canım acıyor, çık içimden, artık yeter der."
Herkes kendi ağacına dönmeli - içinden yılan geçen gölgesi - rüzgarı getirenler de.

8 Mart 2013 Cuma

t e o r i s y e n



- Ben senin yazma sebebindim (dedi dış ses).
- Yazdıkça güneş, okudukça gölge, dinledikçe rüzgâr; ıslak, serin, uzak, hüzünbaz kelimelerin düşüne kapıldık (dedi iç ses).
(...)

7 Mart 2013 Perşembe

c a n a d a m a


fotograf: umayumay
'Zihinsel Penetrasyon Kütüphanesi'nde;

okunacak içerikleri kalmadıkça şişen satırlar. Klavye başında çatallanan iç-diller; kalınlaşan bilekler, dirseklere tırmanan ağrılar, uyuşan sancılı bir boyun ve hiç dinmeyen susuzluğum/uz.
Boşaltılıyoruz... kabımız boş, ama doldurulamıyoruz.
(...)