12 Mayıs 2011 Perşembe

t u t

fotoğraf: umaumay




" T u t k i; yine yorgun sirenlerin susacağı bir gece olacaktır, insanlık hayra yoracaktır ve artık ellerinde un izi kalmış tek uygarlık doyacaktır aşka.. aşkı, pişmiş en taze mayasız hamuruna katık edip umudunu, yeni baştan yakacaktır. Kim bilir bir daha ne zaman işitecek kulaklar çığlıklarını sirenlerin.. deniz sustu, dağ kurudu, döküldü pul pul gökyüzü tırnak aralarında sıkıntılı bir bekleyişin kanamalı tortusu.. ağlamak mı gülmek mi bu histerik delikanlılık homurtusu kaldırın reddedip sizi yoran perdeleri, kapıları, duvarları sincapların koşusu sürsün bu mezarlıktaki servinin uzayan gövdesinde toprak ekşi, toprak acı, ölüm arkasında bırakarak bu tadı, bildirecek uzaklaşan ambulansların stop lambaları her gece, tek tek tek tek ve şimdi de sen, bu ten böyle parlak, susmak büyümek, susmak susmak işte beklemek sırı saklar gibi, öfkeyi salar gibi, kaldır başını, bak.. perdeleri, kapıları, duvarları sen uyurken açıksa yüreğinin ben girerim, belki sen gelirsin, bulur yolunu yatağını aşk, Aşk.. aşk bilir, ses etmez, beklemez, bırakır ve o olur ne ise suyun buharlaşması, yağmur, buzullar, ne çöl, ne çarşaftaki bir leke, bir desen, çiçek, dal, gövde, bacak, dur, sarıl, uzan, artık böylesi kalmadı, şaşkınlığını midesinden kusan akıl ah, akıl, al ve yerin yedi kat uzağına yüzükoyun uzan toprak ağzına, sessizlik kulaklarına ve gözlerine sığsın kapkarası adının sarıldığım an o çınar titrer, ben biterim köklerinde kan, köklerimde hayrat biter, akarım, akarım ah karnımda yeni baştan suyun kokusunu bilen bir siren öter yüzyıllarca yağacak kar yüzleri bir bir örter yani şimdi, şu an denilen, göz kapaklarımın, tenimin, bir nefes ile ürpermesi, tut elimi göster bu hangi zamanların viranesi. T u t / m a ."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder