30 Mayıs 2011 Pazartesi

d i j i t a l m a n i p ü l a s y o n


fotoğraf: umayumay


Uzun süredir uykuda olan piksel zengini telefonumun ekranına, bilinmeyen bir numaradan bilinmeyen bir not düştü.
' bana aşkı tek kelimede anlat..'. ' Cezmi dururken neden ben..' diyecek oldum ikinci mesaj düştü ekrana. '.. sevgili başak !'. ' Yanlış numaraya yönderilmişsiniz' diye yanıtlamaya hazırlanırken başak karakter özellikleri hareket geçti. Görev, sorumluluk, yardımlaşma, nezaket explorer dosyaları birbiri ardına açıldı. İçimdeki kullanılmayan masaüstü ögeleri tazelendi, küsmüş geri dönüşüm kutusunun gönlü alındı. Eh.. ben de nereye gideceği belli günahı da göndererek parmaklarımı hareketlendirdim, o bilinmeyen numaranın eşgaline; önce ' aşk bir ruh disiplini ' diyecek oldum, kekremsi geldi. ' Hummalı hissi aşkının sönmedi, silinmedi. Sadece; katı, köşeli durumlara dayanamayan kalbim, yuvarlak bir yalnızlığa bürüdü beni. Yoo yakınmıyorum artık. İçimde kuş ve çırpıntıdan çok, gökyüzü ve toprağı barındıran sonsuz bir ağaç var çünkü' diye yazmaya karar verdim, içimdeki huysuz adam itiraz ett. ' Şöyle yaz !' diye buyurdu. İtirazsız kabul ettim:

" Neredeyse ufuk çizgisine koşut tırmanan, gittikçe incelerek silikleşen, bir türlü tepeye varamayan, etrafını kuru otlar bürümüş, hiç yolcusu olmayan, yer yer de kesişen patikalara bakıp aşk’ı düşündüm bu sabah, tuhaf…"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder