23 Ekim 2012 Salı

m ü s e l l e s



Buluşacaklar. Bir türlü gelmiyor, gelemiyor. Mesaja da cevap yok. Masada iki dilim peynir, birkaç yaprak roka ve rakı var. Rakıdan birkaç yudum alıyor, peynirden de bir parça. İki dilim peynirden birini o'na bırakıyor. Ama tabaktaki duruşun
u beğenmiyor. Çatal, bıçağıyla düzeltmeye çalışırken üçgen kesilmiş peynir diliminin ucu kırılıyor ve dilimden ayrılıyor. Canı sıkılıyor. Yese olmaz, yemese ayrık duruyor tabakta, ayrıca o parça gelmeyenin. Bir süre bakınıyor tabağa, peynire, kopan parçaya… Karton ya da kağıt olsa yapıştıracak özenle ilk halini alması için, ama yok!. O bir beyaz peynir dilimi. Ama kopan ve ayrık duran o parça bütün resmi bozuyor tabakta. Alıyor eline çatal ve bıçağı; bir heykeltıraş estetiği, bir plastik-rekonstrüktif cerrah ciddiyetiyle, kopan peynir parçasını tamlıyor küçük parçayı ana parçaya. Üzerine de birkaç küçük rötüş atıyor bıçağın yan yüzeyiyle. Peynir dilimi ilk kesilmiş görünümünü alıyor. Peki 'o' anlayacak mı peynir diliminin koptuğunu, onu tekrar üçgen haline getirmek için adamın sabırla çaba gösterdiğini?.
Merak edilen aslında şu; 
adam tabaktaki peynirin hangi parçası?.
- Üçgen dilimin büyük parçası mı?
- Kopan küçük parçası mı?
- Parçalanmadan önceki bütün üçgen parçası mı?
- Parçalandıktan sonra, önceki haline getirdiği şimdiki peynir parçası mı?
Kimbilir?.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder