19 Kasım 2012 Pazartesi

a n t i s e p t i k


fotograf: kara

Psikiyatri Kliniği / Gece / İç / 63882 no' lu oda
---------------------------------------------------------------
Birdenbire; “neden böyle üzülüyorsun? söylesene!” diye bağırdım. 'O' na cevap verdiğimi duydum rüyamda ağlayarak. Şaşırdım. Konunun bununla hiç alâkası yoktu. Ne ayrı, ne barışık, bir tarafta kalabilmek için kafamızı kaç kere duvara çarpmalıydık?.. ama konu tabii ki tamamen bununla alâkalıydı. Sevgisini esirgeyerek sevebilen birinin sevgisini almaya çabalamakla… bir sabah bütün vücudumu kaplayan kızarıklıklarla uyanınca anladım. Sen anlamadın. Bazıları onlar için ne kadar üzülürsek o kadar sevildiklerini düşünüyorlar. Üzülme kapasitem geniş, üzülüyorum sabaha varmayan saniyeler, kolumu yardığımda artık acımayıncaya kadar… çok üzülüyorum, sevmek öyle güzel ki; severken üzülürüm de ne var? Üzüntü; sabunlar, tazeler bazı zamanlar, insan kendi gücünü anlar. Üzülüyorum ve üzülürken başka üzüntülerin üstesinden de geliyorum.
....
Başucumdaki pilli radyoda çalan arya bitti. Hasta bakıcıma, bitti (dedim). Dinlediğiniz için bitti (dedi) anlamsızca.
Haklı; dinlemesem bitmez/di.
(...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder