28 Kasım 2009 Cumartesi

De / ki / dedim.

“Çünkü sen gelmeye niyetlenip bir gün uyansan, kalksan, hazırlansan ve yola çıksan bile oraya vardığında kimse olmayacak çünkü sen gelmeye niyetlenip bir gün uyansan, kalksan, hazırlansan ve yola çıksan bile oraya vardığında kimse olmayacak çünkü sen gelmeye niyetlenip bir gün uyansan, kalksan, hazırlansan ve yola çıksan bile oraya vardığında kimse olmayacak çünkü sen gelmeye niyetlenip bir gün uyansan, kalksan, hazırlansan ve yola çıksan bile oraya vardığında kimse olmayacak çünkü sen gelmeye niyetlenip bir gün uyansan, kalksan, hazırlansan ve yola çıksan bile oraya vardığında kimse olmayacak” . Tam demeye çalıştığım ve alıştığım şey ( dedim ).

Gitmekle ilgili fiilleri tadilata verdim, bir - iki beden küçülttürüceğim ( dedim ).

Ego doğalgaz satılan binanın adıymış, çok şişerse patlar dediler. Ben arabamı uzağa parkedeyim de, ne olur ne olmaz ( dedim ).

Hayat böyle işte, ne yaparın? dediler. Hayatınızdaki korsan yazılımlara dikkat edin, hiç ummadığınız anda su koyveriyorlar ( dedim ).

Siyah doğmuş ve dışını beyazlatmaya çabalayan bir adam öldü dediler. Beyaz doğmuş ve içini karartmakta üstüne olmayan bir kadın yeniden doğdu sanırım ( dedim ).

Olsun, ben yine de seveceğim ( d e d i / m ).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder