14 Ağustos 2010 Cumartesi

foto: umayumay
- Asıl hasarlar çok sonra ortaya çıkar.
- Ne kadar sonra?
- Çok sonra.
- Nasıl?
...
Gözlerimi yumuyor ve bir boşluk düşünüyorum. Boşluk, dibi delik bir paranoya.
Bana uyku yok, korku yok, hayal kırıklığı yok, hüzün yok, umut yok. Kapıları iyice kilitleyip bütün ışıkları açıyorum. Sonra hepsini kapatıp gecenin kötü işaretlerine bakıyorum. Kollarımda çürükler buluyorlar. Nasıl olduğunu bilmediğimi söylesem, inanmayacaklar. Tövbeye ihtiyacım var, suskunluğa ihtiyacım var. Sütten ağzı yanmış biri neden ateş yutmaya kalkar? Yaralarım kapanmadan, ..ki belki bu defa ölümüme sebep olacaklar, bir daha günyüzüne nasıl çıkabilirim? Bütün felaketlerin sonrasındaki gibi olasılıklarla oynayıp duruyor zihnim. Acaba?

Kelimeler sivri uçlarıyla kafamı kazıyorlar, zaman keserek ilerliyor, gene de acı duymuyorum. Aklıma 'before the rain’deki sessizlik yemini etmiş çocukların affedilmiş gözleri geliyor. Günahı ben işlemedim. ama sadece nefes almaya devam edebilmem için günah çıkarmama izin versinler. Bedelini ödemezsem ben sevilmeyi nasıl becereceğim?

- ..böyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder