17 Nisan 2012 Salı

ü s t ü v a n e

Gönüllü gittim içmeye, belki de bir yudum tatmaya…Ya kadehler dolusu içecektim, ya da sağlam tek bir yudum. İçtim. Bilemedim. Kadehler dolusu muydu, tek bir yudum mu yoksa. Dönüyordum. Tek bildiğim, içtiğimdi. Tadı damağımı sarmış, dilimi okşuyordu. Oradan bir yol bulup hipofiz bezime ulaştı sanki tat. Ve patladı. Bir uçuşun inişi gibi... Bunu önceden bilemezdim ki? Döndüm.
(...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder