9 Aralık 2011 Cuma

p e n t i m e n to







Psikiyatri Kliniği / Gece / İç / 895643 no'lu oda


---------------------------------------------------------------


Uzun süredir uykuda olan piksel zengini telefonumun ekranına, bilinmeyen bir numaradan bilinmeyen bir not düştü.
' bana aşkı tek kelimede anlat..'. Haydaaa! kaba kaçacağını düşünerek haydiii! demişim farkında olmadan.' Cezmi (Ersöz) dururken neden ben..' diyecek oldum ikinci mesaj düştü ekrana. '..lütfen sevgili başak'.... Yanlış numaraya yönderilmişsiniz diye yanıtlamaya hazırlanırken 'başak' karakter özellikleri hareket geçti. Görev, sorumluluk, yardımlaşma, nezaket dosyaları birbiri ardına açıldı. İçimdeki kullanılmayan masaüstü ögeleri tazelendi, küsmüş geri dönüşüm kutusunun gönlü alındı. Eh.. ben de nereye gideceği belli günahı da göndererek parmaklarımı hareketlendirdim, o bilinmeyen numaranın eşgaline; önce ' aşk bir ruh disiplini ' diyecek oldum, kekremsi geldi. ' Hummalı hissi aşkının sönmedi, silinmedi. Sadece; katı, köşeli durumlara dayanamayan kalbim, yuvarlak bir yalnızlığa bürüdü beni. Yoo yakınmıyorum artık. İçimde kuş ve çırpıntıdan çok, gökyüzü ve toprağı barındıran sonsuz bir ağaç var çünkü' diye yazmaya karar verdim, içimdeki huysuz adam itiraz ett. ' Şöyle yaz !' diye buyurdu. İtirazsız kabul ettim.:
" Neredeyse ufuk çizgisine koşut tırmanan, gittikçe incelerek silikleşen, bir türlü tepeye varamayan, etrafını kuru otlar bürümüş, hiç yolcusu olmayan, yer yer de kesişen patikalara bakıp aşk’ı düşündüm bu sabah, tuhaf…"

..........

Başucumdaki lambayı söndürdüm sönmedi. Tuhaf.

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder