10 Haziran 2009 Çarşamba

Başlıksız

Özlemlerden, haksızlıklardan damıtılmış acılar yordu adamakıllı yüreğimi. Bunca iç sürgün yetti gayri. “ Kocalmaya alışıyorum “ desem de yalan ! Hep kendini yenilemek istiyor insan, bazıları gibi. Yaklaşan karanlığı dağıtmak istiyor. Yazık ki kocalmaya başlayınca gücü yetmiyor buna. ‘ Daha dur bakalım ! ‘ diyenler de var, ama onlar da kocaldıklarının farkındalar, içleri başka söylüyor, dilleri başka…

Kocalmaya alışıyorum, dünyanın en zor zenaatına, kapıları çalmaya son kere, durup durmadan ayrılığa…

Saatler; akarsınız, akarsınız, akarsınız…
Anlamaya çalışıyorum, inanmayı yitirmenin pahasına. Bir söz söyleyecektim sana söyleyemedim, artık bir anlamı da yok ya gerçi. Kıskanıyorum çok öylelerini, kocaldıklarının farkında bile değiller, öylesine başlarından aşkın işleri.

Çok insan tanıdım, çok insan sevdim.Yüzüme gülüp arkamdan kuyumu kazanları, zor günlerimde beni görmezden gelenleri de bağışladım. Eee!..Dost görünen düşmanı tanımak zordur. Neyse..Bütün bunlar yüreğimi yaralayan anılar. Bir bir anlatmalıyım bunları, dosta – düşmana…

Biraz soluklanayım da !..
Yatağa uzanırken, sahne yavaş yavaş kararır.

1 yorum: