17 Mart 2010 Çarşamba

Gece

“ Duru, güzel bir görüntü vardı yüzünün ötesinde; ikimizde, hayatımın bütün yıllarını kaplayan, gelecek yıllarını, hatta sana rastlamadan, kendimi sana rastlamak için hazırladığım yıllarımı kaplayan bir başka boyutla yansımıştık o görüntüye. Yarattığı inanılmaz duygu da buydu zaten: Hep benim olmuştun, bunu ilk anlamamın duygusu. Hiç bitmeyecekti bu gece, hep sürecekti, hep yanımda olacaktın böyle…gövdenin sıcaklığıyla, düşüncelerinle, benim tutkularıma karışmış tutkularınla. O anda seni ne kadar sevdiğimi anladım, gözlerim yaşardı. Böyle sürüp gitmeliydi bu, yaşadığımız sürece böyle kalmalıydık…Sadece birbirimizin yanında değil, birbirimizin olduğunu da duyarak. Bu yaşamayı hiç kimse, hiçbir şey yıkamazdı; tek tehlike senin bana, benim sana alışmamızdı.
( Sessizlik. Lidia’ nın boğazına bir şey tıkanmıştır.) Uyanmaya başladın sonra, uyanırken gülümsedin, kollarını boynuma doladın. Korkacak bir şey olmadığını anladım o anda.; hep böyle kalacaktık birbirimize zamandan daha güçlü, alışkanlıktan daha güçlü bir bağla bağlanmıştık.”
…..
Giovanni: Kim yazdı bu mektubu?
Lidia: Sen.
…..
Lidia: Hayır, hayır! Artık sevmiyorum seni!
Giovanni: Sus. Sus.
Lidia: Söyle…Beni sevmediğini söyle! Niye söylemiyorsun?
Giovanni: ( usulca ) Hayır, söylemeyeceğim.

( Gözlerini kapatıp, eski günlerin bildiği, ama bundan böyle hiç tatmayacağı cinsel bir tutkuya kaptırır kendini. Orkestra, bu yeni günün hüzünlü şafağına uygun bir parça çalmaya başlar.)

Gece / Antonioni

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder