24 Mart 2010 Çarşamba

Kekremsi

Dedi ki ( yazıyla ):

Yasak arzu doğurur. Ben dönene kadar da sana b u r a s ı yasak olsun.Mesafe dediğin nedir ki? Hiçkimse arzudan hızlı koşamaz, daha uzağa gidemez nasılsa…

Ben de ( demedim ):
Ümidi kestim. Yırtılmış yerden nasıl kayar makas, öyle, kolayca. Ümit bitti ama hayaller bitmez..
Herkese tavsiye ederim: ümidi keserek dikiliyor güzel elbiseler. Ümidi kesmekle önleniyor israf. Agresif bir yan yok bunda. Açık bırakılan kapı, kapalısından çok daha tedirginlik verici. İkea'dan aldığım kapı desteğini kaldırdım, pat! diye çarparken içim hoplamayacak, hatta belki fark etmem bile.Geride kalanları yoklamanın bir değeri yok. Hepsini ona bıraktım. Zaman nasılsa çarelerine bakar.
Ümit biraz zavallı bir hismiş, amipimsi. Muhtaç olmayı sevmem. Artık kendim dahil kimsenin mutluluğundan sorumlu değilim.
Kalp temizliği ( kuru temizlemeye benzemez ). İlkbaharı , daha doğrusu yeni mevsimleri sevmeye başlamakla aynı şey.
Kapatmalıyım ( hasta bakıcı geldi).


1 yorum:

  1. İkimiz de ümitsizce gülümsedik. Bunun bir ayrılık öpcüğü olduğunu biliyordum. Kapıdan çıkmış, henüz paspasın üzerindeyken, geriye dönüp bir kez daha öpmüştüm dudaklarından, hafifçe -sessiz bir elveda; ve omuzunun üzerinden holdeki kırılmış dev aynaya ilişti gözüm. Aynada çatık kaşlı, kötü ifadeli onlarca bakışın kırık bir portresi. Bir otoportre daha doğrusu. Ben yapmıştım. Onu tanımadığım günlerdeki yalnız ve öfkeli bir ressam olarak ben. İşte sadece bunun için ona sunduğum koleksiyonumdan bu resmi seçmişti. İstediğini alabileceğini söyleyip hemen bütün yapıtlarımı sergilemiştim evime ilk geldiğinde. Yaklaşık bir buçuk saat boyunca, sabırla izlemişti; bildiği, emin olduğu bir şeyi bekliyor gibiydi. Çatık kaşlı otoportremi görünce, işte bu, demişti. Bunu istiyorum… Neden, diye sormuştum üstü kapalı bir işveyle. Çünkü, demişti, sadece bu resimde kötülük var. Ümitsizce gülümsemiştim…

    YanıtlaSil