8 Ekim 2010 Cuma

f o l

70x70 tuval üzerine akrilik 2010 s.t.

...zamansızlığın siyahı yeşillerde parlayan acı sarıya kayar ve siyahın hükümranlığı derinlerde açar bahçelerin sabah rengi sarıdan beyaza acı acı ve susturulamayan çığlığı anın beyaz kapı kapalı zamansızlık siyah nadir sayılmaz ama gören de az bak bir bahçenin yeşilinde beyazın hükmü çiçek açar her kim ki ben rengim dese ve bunu denese dese ki ben pembeyim yahut sarı bir bahçede parlayan ne renkse hani işte o acıya açan tokat misali bir mor süsen, yani mor yanım süsler akşamı söner sonrası bahçelerin sabahı da solmak bir nevi zaman beyazı yaşam pembesi ölüm sarısı ayrılık mavilerde özlemek belki de kim bilir yeşilin solmasını kapı hâlâ kapalı ezberi kaçan tayfı şaşan bozuk ayarlar ve detone aryalar şatosunda bir bahçe bul ve beni oraya göm hafif sola doğru altında yüreğim seni bekler zamanın beyazı sarardı şefkatle hasretle ellerim kollarım dahi bedenim olsaydın sarardım kapıyı kim açtı sokulan bu çomak değil çekilen bu taş temelimden değil bir rengin anası bahçeler bahçeler dolusu saf ve engin ve derin ve şu bildiğimizi sandığımız su sel sus ko nuş ma mak çok acı kanım zehir aklım sonun harcı ilacı bir kapıdan geçmekse bir kapıdan geçerim dar bir alçak bir imkansız bir değil binlercesinden senden değil bu bahçe seninle güzel, bu beyazın çığlığı akşamın çağrısı bu sarı sen bu yeşil bu mavi sen bu ten bu ben mor süsen kapıyı açan da kapatan da bunu bilen de biziz zaman beyazsa zamansızlık siyah kara kapkara...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder