28 Ekim 2010 Perşembe

f o l

70x70 tuval üzerine akrilik 2010 s. t.

...mutlaka bir acelesi olmalıydı yoksa niye bu kadar hızlı çalsındı ki piyanoyu mutlaka yetişmesi gereken bir randevusu olmalıydı mutlaka biliyor olmalıydı onun kimlerce yakalanmaması gerektiğini ve mutlaka her sabah unutuyor olmalıydı ta ki yatakodası penceresinin önünde derin derin solurken sabahın ilk ışıklarıyla ilham yüklü sabır pırıltılarını çekene dek yeşil gözlerinden burnundan ve sarı saçlarının uçuşmasıyla ürperen teninden kulaklarının ta ki pencerenin pervazına tırmanıp oradan yan evin terasına ve oradan da bacaya tutunarak ve uçuyormuşçasına yumuşak adımlarla kırmadan kiremitleri çatının en uç noktasından arka avludaki kurumuş ağacın dallarında terkedilmiş muhtemelen karga yuvasının yeni sahibiyle karşılaşana kadar dante’yi en son ne zaman okumuşsa dersine en son ne zaman girmişse ve piyanosunun başında en son ne zaman uyuya kalmışsa yorgun bir mutluluktan hatırlayacaktı telaşı neden ne kaçabiliriz cehennemden ne de yetişebiliriz ona bu komedi sona ermeden hayallerin hiç birisi farkındalıktan gelmiyordu atlatabilmek en mühim olanıydı hep birşeyler oldu sandık aldandık aslında yaşadıklarımızın hepsi farkında olmadan zannettiklerimizdi biçimsiz tarifsiz ama zarif..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder