27 Temmuz 2011 Çarşamba

g ü n e ş a l t ı

fotograf: umayumay



Psikiyatri Kliniği / Gündüz / İç / 73998 no'lu oda
----------------------------------------------------------------

Nasıl da iyi tanımlanmış, kendi dünyasında ve ötekinde, o saydam kırlık!

Öyleyse bu kadın kim, benimle aynı anda o yabancı ormana gözlerini diken? Neden, bir an için bile olsa, sormam gerekiyor? Bilmek istediğimin bile farkında değilim...

Çift taraflı oda, oradan bakarak, onun varlığının bilincindeyim, o kırlığı gördüğüm pencere...ve o kırlık, çok uzun bir zamandır, tanımadığım o kadınla biriliktte onu gerçek dışılığın içinden, bir başka gerçekliği inceliyorum. Benim o odada olduğumu öğrensin diye, görebilmek için kendimi yarı aydınlık yarı karanlıkla giydiren, oralarda dolaşan o yabancı ben gibi, o ağaçları ve çiçekleri de, o sereserpe uzanan patikaları da, yüzyıllardır bildiğimi hissediyorum.

Zaman zaman uzaktan, kendimi gördüğüm ve hissettiğim o ormanda, isteksiz ani bir esinti sisi dağıtıyor ve işte o sis, belli belirsiz perdeleri ve geceye özgü durgunluğuyla benim gerçekte içinde bulunduğum odamın anlaşılması güç ve berrak bir görüntüsü. Sonra o esinti yok oluyor, başka dünyada yabancı bir kırlığa dönüşüyor.

Başka zamanlar, o dar oda, öylesine farklı bir diyarın ufkunda, sisin küllerinden başka bir şey değil...Ve ayağımızın altında çiğnediğimiz yerin bu görünen oda olduğu anlar da var.

Düş görüyorum ve kendimi kaybediyorum, kendimin ve o kadını dublörü. Ağır bir yorgunluk ve beni yutan kara bir ateş...Bana baskı yapan sahte yaşam, hareketsiz devasa bir endişe...

Ah ezilmiş mutluluk..Ah sürekli kavşaklarda olma hali! Düş görüyorum ve bilincimin arkasında bir şey benimle birlikte düş görüyor...Varolmayan bu başka birinin düşü değil miyim belki de ben...
.........


Hastabakıcım günlük gazetemi getiriyor; ve bana şöyle bir göz gezdiriliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder