28 Temmuz 2009 Salı

Fuar Radyosu / 1

Şehre sirk gelmiş dediler. Dünyaca ünlü İtalyan Medrano sirki. Daha doğrusu Fuar’a.Elime tükenmez kalemle alelacele yazılmış bir duyuru tutuşturdular anons yapmam için. - Dünyaca ünlü Medrano sirki yarın akşamdan itibaren gösterilerine başlıyor!. Meraklandım; onların gösterilerini izlemekten bir o kadar daha heyecan verici şey, çadırlarını kurmalarını ve yerleşmelerini izlemek. Gittikleri yere hemen birkaç saat içinde konuşlanıyorlar. Nasıl bir hız ve organizasyon bu, tarifi mümkün değil. Öğlen suları, radyo açık. Radyo dediysem dinlediğim değil yayın yaptığım kapalı devre bir radyo. Bilmem kaç kilometrekare alana yayılan hoparlör düzeneği sayesinde fuar alanındaki herkes tarafından dinleniyor. Zorunlu dinleme. Zaten dinlememe şansı da yok. Tek çaresi var; kulaklarını tıkamak. O radyonun hem disk-jokeyiyim, hem spikeriyim, hem prodüktörüyüm, yani kısacası her şeyiyim. Bu nasıl bir özgürlük duygusu tanımlanamaz. Neyse aklım onlarda. Şu an ne yapıyolar acaba. Filler mi yardım ediyor çadırın kurulmasına?

Bir taraftan radyoyu bırakamıyorum bir taraftan kuruluşunu izlemek istiyorum çadırın. Aklım hep onlarda ve orada.Bir long-play koymalı pikaba, uzun süreli çalmalı, çalmalı ki bana dönene kadar zaman kazandırsın. İyi ama hangi plak olmalı bu seçimim. “Yes” adlı rock topluluğu o yıllarda liste başlarında “Deep Purple” la yarışmakta adeta.’Yes’i yerleştirdim pikaba. O an bütün fuar alanındakilerle paylaşıyorum ‘Yes’i. Çalan parça da çok anlamlı, adı; ‘Circus’. Bir hoş geldin demek istedim onlara o zaman ki aklımla. Koşar adımlarla yaklaştım sirk alanına, geç mi kaldım yoksa. Neyse ki yetiştim, ama hiç de düşündüğüm gibi hummalı bir çalışma yok. Tam tersine bütün sirk ekibi; maymunlar da dahil hep birlikte, benim yayına verdiğim parçayla henüz kurulmamış alanın tam ortasında kendilerinden geçmişcesine parçaya eşlik edip dans etmekteler.
Ey müzik sen nelere kadirsin…
( Denizi hiç ısınmayan çocukluğuma.)

1 yorum: