11 Eylül 2011 Pazar

i m m ü n o l o j i

fotograf: umayumay

Psikiyatri Kliniği / Gece / İç / 1984 no'lu oda
-----------------------------------------------------------
Karanlıklar içinde en son kalbimin ucu yandı tutuştu, bir sigara kağıdı edasıyla hiç sönmeyen retinamın en kuytularıydı yanan. Ah bir de yarımay olsa bir inlifilaktı, alır başını giderdi, sonrasında da tarih anardı. Yıl bilmem kaç.. meşhur İstanbul yangını avuç içlerim ense köküm, yastıklarım ve çoraplarım ve arda kalan ateşi sönmüş hayalar.. firavun mumyaları denli ruhu naz işvesi baz asidimi nötralize eden beceriksiz cüce cambaz yanan bir ipte yürümekteydi. Körelmiş çatalın batmadığı et kalmadı, bıçağımın kesmediği ip trapezinden hiç düşmedi, çadırı yanmadı. Hayatımın kayıp çocuk sirki, çocukluğumun balina mumyası kumpanya sona erdi. Ne yana baksam yükseldim, sonunda pek çok şey gibi; bir perdenin ardındaki gölge oyunlarıydı yaşamak elimde kendime ! Ne varsa işte bunu herkes bilmiş, ne güzel öyleyse; bir de ben bileyim ne olacak. Yanan bir ipte yürümek değil miydi yaşamak?.. en son kalbimin ucu biliyorum yanacak.
........
Pikseli zengin telefonumun esemes arşivinden, Dostoyevski'nin gönderdiği notu okudum (yine):

" Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil, o kişide; bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır." Tarihine baktım: 17.Ağustos 2011 18:57 '.di.

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder