14 Eylül 2011 Çarşamba

l a v i t a

fotograf: umayumay

Psikiyatri Kliniği / Gece / İç / 1989 no' lu oda

------------------------------------------------------------
Bizimki hangi ada ?

Hani şu dört bir yanı tehlikelerle dolu amansız dalgaların yaladığı, Alexandre Dumas' nın bile tüylerini diken diken eden aşılmaz taş ada mı ? Yoksa bizimki; Haliarnas Balıkçısı' na konu olan Deli Davut' un gülen adası mı ?. Yüreği olmayana geçit vermeyen.

Kumsallarını kokundan tanıyan ölümsüz aşkların adasıdır belki.

O kadar yakınsınız ki; 'ne sen onu görebilir, ne de o seni' diye fıslıdayan rüzgarların adası belki de.

Bilemiyorum, belki de bizim adamız; Jean-Jaque Rousseau' nun adası Saint-Pierre. Kafamızda uçuşan binlerce kavramı dinginlilke bir araya getireceğimiz.

Ne bileyim belki de bizim adamız; 'Kumral Ada, Mavi Tuna' dır. 'Sen, hiç kimsenin olamayacağı kadar şeyimsin benim' diye başlayarak söylediğimiz ve birilerini öldürmeden önce son kez uzaktan baktığımız.

Söylesene hangisi?..
.........

Başucumda dinlediğim Pilli Bebek' in pili bitti, müsait bir yerde indi. Ve peşinden yüzü görünmeyen adam; kelimelerini, korkularını, mesnetsiz aşklarını alarak gitti. Devam et dedi kızıl saçlı kadın siyah camlı gözlüklerinden bakıp, bir ıslık sesine kadar devam... Janis Joplin'in sesi daha da yükseldi.

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder