16 Ağustos 2011 Salı

c o g i t o

fotograf: umayumay


Gece / Psikiyatri Kliniği / 75609' no'lu oda / iç
--------------------------------------------------------------
Gecenin bir yarısı fosfor yeşili önlüklü hastabakıcım geldi yine. Elinde katlanmış bir kağıt parçası. Bu size geldi, acilmiş! (dedi) telaşla çıktı odadan.
Güzel bir elyazısı ile o kadar küçük yazılmış ki, yakınlaştım yakın gözlüğümle seninle olmadığım kadar.
....
“ Özlemek, hatta acı çekmeyi özlemek..Yaşamayı hissetmek mi, mazoşistçe, varoluştan tad almak acıyla da olsa. Umulan çoğu zaman acıyla , özlemle yandaş olan sarhoş edici kanatlanma duygusu mu; oysa ve esas, ayakların yerden kesilmesi mi yere çakılma pahasına? Bunu yaratabildiğimizi yapabildiğimizi keşfetmenin bağımlılığı mı döne döne denenen? Nedir bu ? Saçmalık mı? Huzursuzluğu aramak, ama hemen ve öte yandan huzur için yalvarmak mı boşluğa..Yazın lütfen, yazmayı denemeye devam edin, yakaladığınız çizgi sıradışı ve cesaretli ".


....
İmza yoktu notta, hastabakıcıyı çağırıp tam da notu kimin ilettiğini soracacak tım ki; bu kez elinde tuttuğu ikinci notu verdi ve gitti.
....
" Gündelik telaşlar içinde; online check-in işlemleri, havalanan umutların kanadı kırık olarak emeregency landing işlemleri, bu sefer başkaldırmış bir şehrin gözalabildiğine güzel insanları, sizin güzelliğinizden nasiplenmek için daha kaç kurbağa öpmem gerekecek.

Aklım hiç yerli yerince çalışmıyor, sözlük için yapılan çalışmalarda ön saflardayım ve sayfaları okumadan geçiştirip sonraki gelsin derken hiç sızlamıyor vicdanım.

Fiyaskoyu teğet geçtim kimsenin google ın bile “earth” üzerinde nerede olduğumu bilmediği bu gecede uyurken üzerimi örtün diyorum."
...
Öylece kala-kaldım. İçki yasak olduğu için, balkona çıkıp salkım salkım üzüm yedim, gece geçen sessiz gemileri dinledim.
Olsun.

.

1 yorum: