20 Ağustos 2011 Cumartesi

m e z u r a

fotograf: umayumay


Psikiyatri Kliniği / Gece / İç / 43722 no'lu oda
-------------------------------------------------------------
Zayıf düşmüştüm. Güçsüz. Sence sevilmek, bence zedelenmekten. Parçalarımın kime faydası dokunabilir? Kendimden başka şey olmak zorunda bırakmayan kuvvetli birinin yanından ayrıldığımda, yığılmak üzere olduğumu fark ediyordum. Oksijeni kısıtlı herkes gibi, asgari nefes ve hareketle yapabileceğimin en fazlası, hayatta kalmaktı.

Halbuki pek çok ihtimal bana hazırdı: her şeyi yerli yerinde bir yaşam, bonus olarak sevilmelerden hangisini seçersem o, istersem üçü bir arada.Ne istediğini bilen biri, daha ne isteyebilir? Tek yapmam gereken ayakta kalmak, bir tebessüm ‘evet’ manasında, yumruğumu sıkmayı bırakmak, bu kadarcık. Ben kendi zorluğuma dayanamazken, ‘bak zorluğu sevenler de varmış’ diye gülümsüyordu kuvvetli insanlar. Bu çılgın kalabalıkta, bu oburlukta. Bak herkes nasıl paralıyor kendilerini, böyle sabırla bakılmak inan ki ikramiyedir.

Ama ben yığılmak üzereydim. Bıçağı ensemde hissediyordum, belki vurulmuş bile olabilirim, ılık bir şey akıyor içime.

Düştüm..

Maşuğu denememeli insan, hele böyle ölüm kalım meselelerinde. Ama düşüşte uzlaşma aranmıyor ki. Düştüm ve düşerken oh dedim, veya ah!. Zemin yakaladı sırtımı, dedim ki: işte buraya kadar. Ama biri gelir de elini uzatırsa, yeryüzünden aldığım bu güçle onu mahvederim. Eğer düştüysen düşenin ne beklediğini bilirsin, toprakta, yerdeki küçük otlar, böceklerle yan yana, büyük gökyüzüne karşı. Böyle denedim, senin aşk, benim yamyamlık dediğim şeyi. Gözlerimi yumdum, dizlerimden itibaren hissetmeyerek, ’al’ dedim. Ben aşkı uğruna feda edilenlerle ölçerim.
.......
İyelik eklerini sevdim (dedi) ziyaretçim esemes 'lerinde.


.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder