13 Ağustos 2011 Cumartesi

ü s t ü v a n e

fotograf: umayumay

Psikiyatri Kliniği / Gece / İç / 72231 no'lu oda

-------------------------------------------------------------
" sen kıyıdasın ben kayıkta" demek kolay... ne demezsen de. Bir anlam jeneratörü olarak hayata inanmıyorum. Hafızamı yenmenin tek bir yolu var, varoluş ıstırabına yegane deva. Bugün benim teslimiyet günüm. Cesaret ve yemin. Arızalı egomun ayarıyla uğraşmaktansa, önündeki koca tomruğa bakan marangoz kadar hırs ve ağırbaşlılık içinde, en iyi yapabildiğimi yapacağım. Sözcükler birleştiler mi ilk defa ve masum, onlar her şeyi halledecekler. Bugün, bilmediğim Ağustos'un bildiğim günlerinden herhangi biri. Darmadağınık bir odada, p’ leri basmayan -toplap-topl-a savaşım başlıyor. Karnımda beni gebertmek için kımıldanan canavarlarla, mediokritenin sinsi kemirgenleriyle, gündelik yaşamın atik neferleriyle kahramanca dövüşeceğim. Kan kusup “bütün gün ne yapıyorsun?” diye soranlara “kızılcık şerbeti” (hem de buzlu) diye cevap vereceğim. Hikayenin hayata karşı zafer bayrağını dikene kadar pes etmeyeceğim, asla vasata teslim olmayacağım. Bu arada; yakamda erekte bir kırmızı karanfil olacak... karşılaşırsak el sallarım. Söz.
......
Ziyaretçimin ilettiği notu okudum az önce:
'Atlıkarıncalara binme, dönmedolaplarda dönme e-mi' temennisinde(!) bulunmuş.
Biri hapşırınca ne denirdi?..


.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder